18 Aralık 2014 Perşembe

GİZEMLİ ANTİKİTERA SAATİNİN YENİ İPUÇLARI

2200 Yıllık Gizemli Antikitera Saatine İlişkin Yeni İpuçları Bulundu

Antik bir astronomik saat ya da bazılarının deyimiyle ilk analog bilgisayar Antikitera (Antikythera) bulmacasının bir parçası daha çözüldü. New York Times ‘ın raporuna göre, Puget Sound Üniversitesi’nden fizik profesörü James Evans ve Quilmes Üniversitesi’nden Christián Carman bu antik saat hakkında yeni bir kanıtlar buldu. Bu bilim insanları  tarafından yayınlanan araştırmaya göre, antik Yunan mekanizması Antikitera’nın 2000 yıl önce bilinen evrenin bir modeli olduğunu düşünüyor. 1901’de Yunanistan denizi açıklarından çıkarılan bu saat benzeri yapı yıllardır gizemi koruyor. Araştırma Archive for History of Exact Science(Kesin Bilim Tarihi Arşivi) dergisinde yayınlandı.  Babil kayıtlarına geçen tutulmalar incelenerek mekanizmanın M.Ö. 205 yılından başladığını keşfettiler. Bu nedenle mekanizma daha önce düşünüldüğünden 50 ila 100 yıl daha eski olabilir.  Yeni araştırma sayesinde, Yunanlıların antik bilim açısından tutulmaları tahmin edebildiği ve çok kompleks bir makineyi tasarlayabilecek gelişmişliğe sahip olduğunu görüldü. Ayrıca tutulma tahmini yapan düzeneğin Yunan trigonometrisiyle değil Babil aritmetik metotlarından ödünç alındığı  fikri üzerinde duruluyor.  Ayrıca Cicero tarafından anlatılan eski bir hikayede Sirakuza’nın kuşatmasından sonra Roma generali Marcellus’un Arşimet’in tasarladığı benzer bir mekanizmayı Roma’ya getirdiği M.Ö 212 yılında Roma’ya taşıdığı belirtiliyor. Antikitera mekanizması tutulma tahmin edici olarak kullanıma başlama tarihinin M.Ö 205 yılına denk gelmesi, Arşimet’in yaşadığı döneme denk geliyor. Evans ve Carman eliminasyon metoduyla M.Ö 205 tarihine ulaştılar. Antikitera tutulma şablonlarının yüzlerce yönde inceleyerek Babil kayıtlarıyla uyumlu olduğu  belirtildi. Araştırmacılar sistematik olarak tarihleri elimine ederek tek olasılık kalana kadar devam etti. Ay ve güneş anomalilerine ilişkin hesaplamalar, kaçan güneş tutulmaları, ay ve güneş tutulma döngüleri ve diğer astronomi fenomenleri dikkate alındı. Bu araştırma oldukça zor gerçekleşti çünkü, Antikitera tutulma tahmin edici mekanizmasının sadece üçte biri korunabildi. Devam eden araştırma ilk kez 2013’te Hollanda’da konferansta sunuldu ve böylece meslektaşlar arasında tartışmaya sunuldu. Yeni online araştırma ise 2015’de sabit kopya olarak yayınlanacak.

antikitera

Antikythera’nın İlginç Tarihi 1900 yılında, Elias Stadiatos adlı bir Yunan süngerci, Yunanistan’da Antikythera(Antikitera) adlı küçük bir adanın yakınlarında, eski çağlardan kalma bir batık keşfetti. Bu yaklaşık MÖ 87 yılında batmış bir yük gemisiydi. Denizin dibinde, batığın çevresine saçılmış heykeller, süngerciyi çok etkilemişti. Geminin taşıdığı yükler arasında, mücevherler, çömlekler, mobilyalar, bronz eşyalar ve amforalar dolusu şarap vardı. MÖ 1. yüzyılda yaşayan insanlar için lüks tüketim malları taşıyan bir gemiydi bu. Batıktan çıkarılanlar arasındaki en değerli bulgu, içinde tuzlu suyun etkisiyle bozunmuş, ezilerek içiçe geçmiş çarklar bulunan tahta bir kutucuktu. Yaklaşık bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki bu kutunun içinde, bir tür mekanik düzenek bulunuyordu. Batığın bulunduğu yıllarda, ahşap buluntuları korumaya yarayan yöntemler henüz olmadığından, kutu çıkarıldıktan kısa bir süre sonra bozularak yok oldu. 1959 yılında, Yale Üniversitesi’nden Derek J. De Solla Price adlı bir bilim tarihçisi, bu düzeneği anlatan bir bilimsel makale kaleme aldı. Bu makalede, düzeneğin işleyişiyle ilgili çizimlere de yer verdi. O sıralarda, Yunan arkeologlar, gama ışınları yardımıyla düzeneği incelemeye başlamışlardı. Solla Price, aygıtın, Eski Yunanlı gökbilimci Rodoslu Geminus tarafından yapılmış olduğunu öne sürdü. Bu tezi, dönemin öteki uzmanlarınca kabul edilmedi. Çünkü, o dönemin uzmanlarına göre, Eski Yunanlılar böyle bir düzeneği yapmak için gerekli kuramsal bilgilere sahip olabilirlerdi. Ancak, düzeneği tasarlayacak ve çarkları yapacak teknolojiye sahip değillerdi. Yukarıdaki araştırma ise saatin Arşimet tarafından yapılmış olabileceğini gösteriyor. 1990’lı yıllarda, Avustralyalı bilgisayar bilimcisi Allan George Bromley, Sidney’deki bir saatçiyle birlikte Antikythera Düzeneğinin bir kopyasını yapmaya çalıştı. Ancak, bunda tam olarak başarılı olamadı. Çünkü düzeneğin bazı bölümlerinin ne işe yaradığını bulamadılar. Daha sonra, John Gleave adlı bir İngiliz gökbilimci, aygıtın parçalarını yeniden yaparak bunları çalışır bir düzenek ortaya çıkacak biçimde bir araya getirdi. Ortaya çıkan aygıtın ön yüzünde, Güneş’in ve Ay’ın gökyüzünde yıl boyunca değişen konumları gösteriliyordu. Arka yüzündeyse, Eski Yunanlıların yıl ve ay kavramlarına göre yıllar ve aylar gösteriliyordu.

antikitera çalışır

2002 yılında, Londra’daki Bilim Müzesi’nde çalışan Michael Wright adlı bir uzman, Allan G. Bromley’den de yardım alarak Antikythera üzerinde çalışmaya başladı. İki uzman, “linear tomografi” adlı özel ve gelişmiş bir görüntüleme yöntemiyle düzeneği yeniden incelediler. Düzeneği oluşturan çarkların çok ayrıntılı görüntüleri elde edildi. Wright, bu bilgiler ışığında düzeneğin çalışır bir kopyasını yaptı. Bu yeni düzenek, yalnızca Ay’ın ve Güneş’in hareketlerini değil, Merkür, Venüs, Mars,Jüpiter ve Satürn’ün hareketlerini de gösteriyordu. Eski Yunanlıların bildiği tüm gökcisimleri bunlardı.

antikitera rötgen

Uzmanlara göre Antikythera Düzeneği, yalnızca gökcisimlerinin konumunu göstermekle kalmıyor, çeşitli olayların yıl dönümlerini hesaplamada da kullanılıyordu. Ancak, öncekiler gibi bu yeni düzeneğin de aslına ne kadar uygun olduğu belki de hiçbir zaman bilinemeyebilir. Zaman makinesi Antikitera için işliyor.